-
1 dikiş yeri
Nahtstelle f -
2 dikiş yeri
n. seam, suture, juncture -
3 dikiş yeri
tik -
4 dikiş yeri
дыпIэ -
5 dikiş yeri
a) seam b) stitch scars -
6 dikiş
1. sewing. 2. seam. 3. surg. stitch, suture. 4. a gulp. -ini almak /ın/ to remove (one´s) stitches. - dikmek to sew. - iğnesi sewing needle. - kaldı /a/ almost: Yanmasına dikiş kaldı. It almost burned. - kutusu sewing box. - makinesi sewing machine. - payı 1. seam allowance. 2. margin, extra amount for contingencies. - tutturamamak to be unable to hold a job. - yeri 1. seam. 2. stitch scars. -
7 naad
dikiş yeri [-ni] s -
8 шов
dikiş yeri; dikiş,ek yeri; yiv* * *м1) dikiş (yeri)ло́пнуть по шву — dikiş yerinden kopmak / atmak
наложи́ть швы (на рану) — yaranın ağzını dikmek
2) dikiş; birleşme / ek yeri; yiv; derz ( каменной и иной кладки)швы че́репа — kafatasının yivleri
сварно́й шов — тех. kaynak dikişi
-
9 seam
dikis yeri, dikis; baglanti yeri, ek yeri; yara izi, kirisiklik; katman, tabaka, damar; armuz, dikmek -
10 seam
n. dikiş yeri, dikiş, bağlantı yeri, armuz, yara izi, kırışık, kırışıklık, maden damarı, yatak (maden)————————v. dikmek, ters ilmikle örmek, dikiş gibi iz bırakmak, tırmıklamak, faça yapmak, façasını bozmak* * *dikiş* * *[si:m] 1. noun1) (the line formed by the sewing together of two pieces of cloth etc.) dikiş yeri2) (the line where two things meet or join: Water was coming in through the seams of the boat.) ek/bağlantı yeri3) (a thin line or layer of coal etc in the earth: a coal seam.) damar, yatak2. verb(to sew a seam in: I've pinned the skirt together but I haven't seamed it yet.) dikmek- the seamy side of life
- the seamy side -
11 suture
n. dikiş yeri, ek yeri (kemik), dikiş [tıp.], dikiş atmaya yarayan ip [tıp.], derz————————v. dikiş atmak, dikmek (yara)* * *1. sütür 2. dik (v.) 3. dikiş (n.) -
12 juncture
n. birleşme, ek yeri, birleşme yeri, dikiş yeri, önemli an, nazik durum* * *1. bağlantı 2. bitişme* * * -
13 Naht
Naht f <Naht; Nähte> dikiş; MED dikiş (yeri);fam aus allen Nähten platzen tıka basa dolu olmak -
14 ნაწიბური
i.dikiş, dikiş yeri -
15 рубец
I м1) ( шрам) yara yeri2) ( шов) (kalınca) dikiş yeriII м( часть желудка жвачных животных) işkembe -
16 стёжка
ж( шов) dikiş yeri -
17 ნაკერი
i.dikik, dikilmiş, dikiş yeri -
18 Nahtstelle
dikiş yeri -
19 Naht
f.dikiş yeri -
20 Nähte
pl.dikiş yeri
- 1
- 2
См. также в других словарях:
pot yeri — is. Kötü dikiş yüzünden elbisede oluşan kıvrım veya büzülme yeri … Çağatay Osmanlı Sözlük
biçki dikiş yurdu — is. Halka açık terzilik mesleğini öğretme ve uygulama yeri, biçki yurdu … Çağatay Osmanlı Sözlük
pot — is. 1) Kötü dikiş sebebiyle kumaşta oluşan büzülme veya kıvrım Ceketinin arkasındaki potlar, bugün mutlaka her zamandan çok ensesine binmişti. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Poker vb. iskambil oyunlarında oyuncuların tümünce ortaya sürülen eşit… … Çağatay Osmanlı Sözlük